BOŞANMA ÜZERİNE

Boşanmadan önce aşağıdaki düşünceleri değerlendirmeniz faydalı olacaktır:

♣  Yaşadığım sorunların ve mutsuzluğumun sebebi evliliğim; başka sorunlarımı evliliğime  atfetmiyorum.

♣  Evliliğimi kurtarmak için elimden gelen her şeyi yaptım.

♣  Bu kararı uzun sürede ve etki altında kalmadan verdim.

♣  Eşim de ben de ilişkimize yeterince zaman tanıdık.

♣  Çocuğumuz ve ben boşanma olayından etkileneceğiz.                               

♣  Boşandıktan sonra ortaya çıkabilecek yeni sorunlarla baş etme gücüm var.

♣  Yalnızca eşimden boşanıyorum, çocuğumdan değil.

♣  Eşimin de benim de çocuğumuza ihtiyacı var. Çocuğumuzun da hem bana hem eşime ihtiyacı var. O yalnızca birimize ait değil.

 

TEPKİ AŞAMALARI:                                        

Boşanma çocuk için bir kaybı ifade ettiğinden tepki aşamaları ‘kayıp’la aynıdır.                   

ŞOK VE KAOS: Eyvah! Boşanıyorlar, bana ne olacak?

İSYAN VE SORGULAMA: Bu neden benim başıma geliyor?

KAYGI VE KORKU: Ben ne olacağım? Hayatımda neler değişecek?

BAŞETME VE UYUM: Rutine girme ve düzen kazanma, belirsizliklerin ortadan kalkması, durumun anlamlandırılması.

 

ÇOCUKLARA BOŞANMA KARARININ AÇIKLANMASI:

Boşanma kararı kesinleştiğinde açıklanmalıdır.

Boşanma kararı anne-baba tarafından bütün çocuklara aynı anda açıklanmalıdır. Çocuklar anne ve babalarından farklı iki hikaye duymamalıdır.

Konuşma için zaman ve ortam uygun olmalıdır.

 

Konuşmada kullanılacak üslup:

Kısa ve öz bir konuşma olmalıdır.
Çocuğun yaşına uygun bir dil kullanılmalıdır.
Göz kontağı ve ten teması kurulmalıdır.
İçerik, örnek ve benzetmelerle zenginleştirilmelidir.

 

Konuşmanın içeriği:

Boşanmanın kaynağının çocukla ilgili olmadığı vurgulanmalıdır.
Bu sonuca ulaşmadan önce diğer tüm yolların denendiği anlatılmalıdır.
Boşanma ile çocukların hayatında nelerin değişeceği anlatılmalıdır.
Çocukların kiminle kalacağı ve görüşmelerin nasıl olacağı açıklanmalıdır.
Çocuğun duyguları iyi analiz edilmeli ve onunla empati kurulmalıdır.
Çocuğun boşanmaya karşı gösterdiği öfke, üzüntü gibi tepkileri dışa vurması engellenmemelidir.
Çocuğa ihtiyacı olan destek, sevgi ve ilgi verilmelidir.
Boşanma kararının sorumluluğunu anne-baba üstlenmelidir. Çocuğun kendisine ait olmayan ve asla taşıyamayacağı bir yük verilmemelidir. ( Örnek: Siz daha mutlu olasınız diye ayrılıyoruz.)


BOŞANMANIN ÇOCUĞU ETKİLEMESİNDEKİ ETMENLER

Kişilik özellikleri                                                  
Yaş
Boşanmanın nedeni
Çocuğun bu sorunu algılama biçimi
Boşanma öncesi ve sonrası çocuğun ortamı


BOŞANMANIN ÇOCUKLAR ÜZERİNDEKİ ETKİSİ 7 KATEGORİDE TOPLANABİLİR:

Çocukluk ve ergenlikteki duygusal davranışlara etkisi.
Eğitim ve sosyo-ekonomik düzeye etkisi.
Agresif, antisosyal ve suç içeren davranışlar üzerine etkisi.
Beden sağlığı ve gelişimine etkisi.
Ruh sağlığına etkisi.
Madde kötüye kullanımına etkisi.
Ergenlik ve yetişkinlikte aile ve diğer ilişkilere etkisi.

 

ÇOCUKLARIN BOŞANMADAN AZ ETKİLENMESİ İÇİN YAPILMASI GEREKENLER:

Çocuk boşanma hakkında bilgilendirilmelidir.Boşanmadan sonra çocuğun hayatında olacak değişiklikler açıklanmalıdır.Zorunlu büyük değişikliklerin kademeli olarak yapılmasını sağlamak gereklidir.Aile; akrabalarına ve yakın çevreye boşanma kararını, çocuklara açıklamadan önce bildirmemelidir. Çocuğun bu kararı anne-babası dışındaki bir kişiden duyma ihtimalini ortadan kaldırmak gereklidir.Çocuktan ayrı yaşayacak olan eş evden kademeli olarak ayrılmalıdır.Eşler boşanmayı bir son değil, bir başlangıç olarak algılamalı ve bu olumlu bakış açışını çocuğa yansıtmalıdır.Boşanmadan olumsuz etkilenen ve depresyon belirtileri gösteren anne-babaların çocukları da benzer tepkiler gösterme eğiliminde olacaktır.Eşler kesinlikle, çocukları birbirlerine karşı kullanmamalıdır.Çocuğun boşanmış bir anne-babanın çocuğu olmayı çevresine bir silah gibi kullanmasına izin vermemelidir. ( Güçsüzlerin meşru gücü-ikincil kazançlar)Çocuklara ilgili kararlar ortak alınmalı ve eşlerin birbirleriyle çelişen düşünceleri çocuğa yansıtılmamalıdır.Boşanmanın çocukla ilgisi olmadığı çocuğa iyice anlatılmalıdır.Boşanmayı çocukla ilişkilendiren sözler sarf edilmemelidir.Eşlerden biri yeni bir ilişki yaşıyorsa çocuğun bunu bilmemesi daha iyi olacaktır.Her çocuk kişiliği gereği boşanma olayından farklı etkilenir.Çocuklara bir şeyi anlatmanın pek çok yolu vardır. Önemli olan kendi çocuğunuza kullanılacak olan en uygun dili seçmektir.
Boşanmadan sonra anne-baba çocuğu kazanma yarışına girmemelidir. Anne veya babanın çocuğu kendi tarafına çekmek için istediği her şeyi yaparak şımartması doğru değildir.Çocukla ebeveynin çok uzun zamanlar geçirmesi gerekli değildir; önemli olan birlikte geçirilen zamanın kaliteli olmasıdır.Boşanmanın annelik ve babalıktan ayrılma olmadığı çocuğa özenle anlatılmalıdır.Çocuklarınızın boşanmadan sonra bazı sorunları olabilir. Ancak bu sorunların nedenini yalnızca boşanmaya bağlamak doğru değildir. Benzer sorunların boşanmasanız da ortaya çıkabileceği ihtimalini göz önünde bulundurmak gerekir.Son zamanlarda toplumda boşanma olaylarında artış gözlenmektedir. Bu nedenle çocukların toplumsal çevrelerinden gördükleri tepkiler de azalmıştır. Boşanmış bir ailenin çocuğu olmak daha sıradan bir hal almıştır ( Mahalle baskısı).Çocuğunuzun duygularını ifade etmesine yardımcı olun. Duygular yalnızca sözle ifade edilmez. Aynı zaman da oyun, resim, müzik gibi faaliyetlerle de ifade de ifade edilir. Bu nedenle çocuğunuzu bu tür aktiviteler yapmaya yönlendirin.Çocuğunuzla iletişim kurmakta zorluk çektiğinize onunla oyun kanalı ile ilişki kurmaya çalışın.Çocuğunuzun üzüntü, öfke gibi gösterdiği duygusal tepkilerin ortaya çıkmasına yardımcı olun ve bu tür duyguların normal olduğunu söyleyin.Çocuğunuzu bir dert ortağı ya da arkadaş gibi görüp sorunlarınızı paylaşmayın.Çocuğunuz boşanmadan sonra bir kayıp yaşayacaktır. Bu kaybı maddi şeylerle doldurmaya çalışmayın.Mükemmel anne-baba yoktur. Boşandığınız eşinizin mükemmel olmadığını ya da iyi bir ebeveyn olmadığını düşünebilirsiniz. Ancak çocuk için önemli olan tek şey sevilip sevilmediğidir.Çocuğunuz sizinle kalıyor ve boşandığınız eşinizle görüşmeden sonra huzursuz dönüyorsa bunun nedeni çocuğunuzun hissettiği suçluluk duyguları olabilir. Örneğin; babasıyla yaşayan ve babadan iyi bakım gören bir çocuk, babanın anneyi sevmediğini biliyorsa anne ile birlikteyken anneyle iyi vakit geçirmekten ve anneyi sevmekten dolayı suçluluk hissedebilir.

 

BOŞANMA SONRASI:

Çocuğa yeniden rutin, net, stabil bir yaşam kurmak önemlidir. Çünkü çocuklar için hayat öngörülebilir ve kontrol edilebilir olmalıdır.

Diğer ebeveynle görüşmeler önceden belirlenen gün ve saatlerde düzenli şekilde tekrarlanmalıdır.

Görüşmelerde ‘anne-baba-çocuk’ aynı tablo içinde yer almamalıdır. Böyle olduğunda çocuk anne-babasının tekrar beraber olabileceği ihtimaline kapılır.

Bir an önce mutlu olmaya ve yeni hayatınıza alışmaya çalışın. Çünkü sizin mutluluğunuz ve huzurunuz çocuğunuza yansıyacaktır.

 

YENİ İLİŞKİ:

Ayrıldıktan sonra başka birçok ilişki yaşamanız mümkündür. Ancak bu ilişkileri çocuğun bilmemesi daha iyi olur. Sık partner değişimi çocuğun güven duygusunu sarsabilir.
Eğer ilişkiniz uzun süreli ve ciddi bir ilişki ise ve yeni partneriniz kendisini çocuğunuzla tanışmaya hazır hissediyorsa açıklama yapmanız doğru olacaktır.
Yeniden evlenme kararı alırsanız ancak bu karar netleştiğinde çocuğunuzla paylaşın. Açık, net ve dürüst olmaya özen gösterin. Çocuğunuzla izin ister gibi konuşmayın. İkinci evlilik için çocuktan izin istemek çocuğun yetişkin hayatını yönetmesidir. Aynı zamanda da çocuğa yaşından büyük sorumluluk yüklemektir. Yeniden evlenme kararının size ait olduğunu unutmayın.


Yeni partnerinizle kısa tanışma gezileri düzenleyin. Abartılmadan yapılan görüşmeler çocuklara daha güven verir. Kişiyi sevdirmeye yönelik çabalar ise itici olabilir.
Çocuğunuzla baş başa yaptığınız sürekli bir aktiviteyi yeni partnerinizle birlikte yapmayın. Aynı şekilde annesi ile birlikte gittiğiniz bir yere yeni partnerinizle gitmeyin.
Yeni gelen ebeveyne anne ya da baba diye hitap etmesi beklenmemelidir.
Evde giden ebeveynden bahsedilmeye devam edilmelidir.
Çocuk odasına isterse giden ebeveyninin resmini asabilmelidir.
Babalarıyla yaşayan kızlar kendilerini evin kadını, anneleriyle yaşayan erkekler kendilerini evin erkeği gibi hissedebilirler. Bu nedenle yeni gelen eşle ikinci plana atılma korkusu yaşayabilirler.
Bir ebeveyn çocuğu bırakıp gitmiştir. Diğeri ise başkasıyla evlenerek onu ikinci plana itmiştir. Çocuk ‘Acaba yeni eşin gelmesiyle beni hala sevecek mi?’ diye düşünebilir.