MUTLULUK
Bence iki tür mutluluk vardır: Biri herkes için. Öbürü ise yalnızca okuyup yazmaya ve bilgiye sevdalılar için mümkündür. Çünkü bilginin peşinde koşan insan için basit heyecanlarla dolu bir hayat vardır. Basit heyecanlar herhangi bir engelle karşılaşmadığı için de karışık heyecanlara ihtiyaç hissettirmez.
Bir şeye düşkün olmak -örneğin; bilgi gibi- birçok hallerde mutluluğun temel kaynağı olmayabilir. Ama katı gerçekten kurtuluşun ve katlanılması güç acıları o an için unutuşun bir yoludur. Temelli mutluluk her şeyden çok insanlara ve şeylere karşı dostça ilgi duymaya dayanır. Kişilere karşı beslenen dostça ilgi bir sevme şeklidir. Karşılık beklemek, çoğu zaman mutsuzluğa yol açar. İnsanları incelemeyi sevmek, onların her birindeki özelliklerden hoşlanmak, üzerinde egemenlik kurmaya ve hayranlıklarını kazanmaya çalışmadan hoşnutluk duymalarına yol açacak şekilde gösterilen ilgidir ki, kişiyi mutlu eder. Başkalarına karşı içtenlikle bu şekilde davranan kimse onlar için de bir mutluluk kaynağı olur ve kendisi de iyilikle karşılık görür.
Tüm bunlar bir yana bence mutluluğun sırrı şudur: İlgilerimizi alabildiğine genişletmek. Dış dünyaya karşı tepkilerimizin düşmanca değil, alabildiğine dostça olmasıdır. Bir insan ne kadar çok şeye karşı ilgi duyarsa o kadar mutluluk imkanına kavuşur ve o derece az kaderin insafına bağlı olur. Çünkü bu ilgilerden birini yitirecek olsa öbürüne dönebilir. Hayat her şeye karşı ilgi beslenemeyecek kadar kısadır. Ama günlerimizi dolduracak kadar çok şeyle ilgilenmemiz iyi olur.